hakan fidanin diplomasi icin verilen soru onergesine yanit geldi kuskularimizda ne yazik ki hakliymisiz rWzrmGnX.jpg
CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan’dan YÖK Açıklamasına Yanıt
CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan’ın gündeme getirdiği, “YÖK’ün, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın diploma denkliğini kabul ettiğine dönük hiçbir bilgi yok.” iddialarının ardından DMM tarafından bir açıklama yapılmış ve açıklamada söz konusu iddialar reddedilmişti.
Soru Önergesine İki Ay Sonra Yanıt Geldi
Tan’ın diploma hakkında verdiği soru önergesine yanıt 2 ay sonra geldi. Tan, gelen yanıtı sosyal medya hesabından paylaştı. “Kuşkularımızda ne yazık ki haklıymışsız” ifadelerini kullanan Tan, Fidan’ın resmi kayıtlara göre 3 yıl uzaktan ve açık öğretim veren Bilkent Üniversitesi’nden yüksek lisans eğitimine başladığını kaydetti.

“Yanıt Haksız Olmadığımızı Ortaya Koyuyor”
Tan, aylar süren sessizliğin ardından gelen yanıtta soruların büyük kısmının aydınlatılmadan bırakıldığını ancak sınırlı bilgilerde bile kuşkularının haklı olduğunu söyledi.
YÖK’ün açıklamasına göre Fidan 1994-1997 yıllarında sadece 3 seneliğine lisans programına kayıtlı. Bunun normal olmadığını savunan Tan, “Peki ama, Türkiye’de standart bir lisans eğitimi 4 yıl sürerken, Hakan Fidan’ın 3 yıllık lisans eğitimi nasıl olup da tam bir lisans diplomasına denk sayılabiliyor?” sorusunu yöneltti.

1994-1997 yılları arasında lisans programına kayıtlı olan Fidan’a, YÖK tarafından verilen denklik belgesinin 1998 tarihli olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan’ın, sosyal medya hesabından Hakan Fidan’ın diplomasının şaibeli olduğu hakkında yaptığı paylaşım şu şekilde:
YÖK’ten HAKAN FİDAN İTİRAFI
“3 yıllık Lisans, denklik almadan Yüksek Lisansa kabul!”
Kuşkularımızda ne yazık ki haklıymışız. Resmi kayıtlar gösteriyor ki Hakan Fidan, yalnızca 3 yıllık uzaktan ve hatta açık öğretim veren bir lisans programını tamamlamış ve YÖK denkliği almadan Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine başlamış!!!
Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın lisans eğitimi, denklik süreci ve Bilkent Üniversitesi’ne kabul koşulları hakkında kamuoyunda oluşan ciddi soru işaretlerini gidermek amacıyla, bundan yaklaşık 2 ay önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kapsamlı bir soru önergesi vermiştik.
Bu soru önergemizde, devletin en üst makamlarında görev yapanların eğitim geçmişlerinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açık olması gerektiğine, zira en küçük bir belirsizliğin bile kurumsal itibar meselesi olduğuna dikkat çekmiştik.
Uzaktan ve hatta açık öğretim veren bir kurumdan alındığı iddia edilen lisans eğitiminin içeriğine, diploma olarak sunulan belgedeki tutarsızlıklara ve Yükseköğretim Kurulu’nun hangi ölçütlerle denklik verdiğine ilişkin kuşkuların giderilmesi gerekliliğine dikkat çekmiş; tüm bu soruların yanıtlanması için konuyu Yüce Meclis aracılığıyla yürütmenin dikkatine sunmuştuk.
Soru önergemize sonunda bir yanıt verildi. Bu yanıt, aylar süren sessizliğin ardından geldiği halde, sorularımızın büyük kısmı aydınlatılmadan bırakıldı. Buna karşın, paylaşılan sınırlı bilgiler bile kuşkularımızda hiç de haksız olmadığımızı ne yazık ki ortaya koyuyor.
Yükseköğretim Kurulu’nun açıklamasına göre Sayın Fidan, 1994-1997 yıllarında, yani yalnızca 3 yıl boyunca lisans programına kayıtlıymış.
Peki ama, Türkiye’de standart bir lisans eğitimi 4 yıl sürerken, Hakan Fidan’ın 3 yıllık lisans eğitimi nasıl olup da tam bir lisans diplomasına denk sayılabiliyor?
Söz konusu programın kaç kredilik bir müfredatı kapsadığı, hangi derslerden oluştuğu ve nasıl bir akademik içerikle yürütüldüğü belirsizliğini koruyor. Oysa soru önergemizde, bu hususların açıklığa kavuşturulması için transkriptin ve ilgili akademik belgelerin kamuoyuyla paylaşılmasını özellikle talep etmiştik.
Sayın Fidan’ın lisans eğitimini yalnızca 3 yılda tamamladığı dikkate alındığında, bu transkript verilerinin açıklanması artık sadece idari bir tercih değil, kamu vicdanı ve kurumsal şeffaflık açısından zorunluluk haline gelmiştir.
Dahası, yanıt metninde Fidan’ın 1997–1999 yılları arasında Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptığı belirtiliyor. Ancak YÖK tarafından verilen denklik belgesi 1998 tarihli.
Bu durum açıkça gösteriyor ki Fidan, lisans denkliği alınmadan yüksek lisans eğitimine başlamış.
Hangi düzenleme, hangi ayrıcalık böyle bir duruma izin verebilir?
Soru önergemize verilen yanıt, kuşkularımızın haklılığını ortaya koymakla kalmadı, yanıtlanması gereken yeni sorular doğurdu.
Liyakat yerine imtiyazın, şeffaflık yerine suskunluğun tercih edildiği bir anlayışla karşı karşıyayız.
Bu mesele, devletin kurumsal yapısında liyakat, eşitlik ve şeffaflık ilkelerinin nasıl aşındığını açık biçimde gösteriyor.
Hariciye, bu ülkenin en köklü kurumlarından biridir; gücünü ayrıcalıklardan değil; bilgiden, ehliyetten ve ciddiyetten alır.
Cumhuriyetin itibarı ve bekası, kişilere tanınan istisnalarla değil, herkese eşit uygulanan kurallarla korunur.
Biz bu süreci bir biyografi tartışması olarak değil, devletin meşruiyetini ve kamu vicdanını ilgilendiren bir sınav olarak görüyoruz.
Hakan Fidan’ın eğitimi hakkındaki bu şaibeleri gidermek için inisiyatif almaya çağırıyoruz. Biz her hal ve karda bu ibretlik meselenin takipçisi olmaya devam edeceğiz.